Warcross (Kitap Yorumu) - Ceren Öztürk

Warcross Kitap Yorumu



Marie Lu, benim en sevdiğim yazarlar arasında ilk üçe girebilecek bir kadın, önce onu bir belirteyim. Kadının yazdığı her şeyi hayran olarak okuyorum. Genç Elitler ve Efsane serisi... En beğendiğim serilerdendir kesinlikle. Warcross’u da baya bir beğendim fakat bana göre diğer serilerin yanında bir tık aşağıdaydı. Evet sonunda fazlasıyla şaşırttı beni ama diğer serilerine göre daha az beğendim. Ama bakın beğenmedim demiyorum. Fazlasıyla beğendim fakat diğerlerinden daha az. Diğer kitapları nasıl sevdiğimi siz düşünün o zaman... 
Ufaktan konusundan bahsedebilirim. Warcross Şampiyonaları. Emika Chen. Hideo Tanaka... Emika bir ödül avcısı, aynı zamanda Warcross adı verilen sanal gerçekliğin oyuncularının peşine düşen genç bir kız. Ama bir gün Emika daha kolay para kazanabilmek için bir riski göze olarak Warcross Şampiyonası’nı hackliyor. Olaylarda tam olarak bu şekilde başlıyor. O gün tüm gece boyunca herkes onu konuşuyor ve Emika tutuklanacağından emin.  Fakat tahmin etmediği bir şekilde Warcross’un kurucusu olan Hideo, Emika’yı ajan olarak yanına çağırıyor. Daha sonrasında ise tabii ki Emika kabul ediyor ve hemen Tokyo’ya doğru özel olan bir sürü şeyle birlikte yola koyuluyor. Aslında burasının ilk başta spoiler olduğunu düşündüm ama arkasına da bakarak yazdım birazcık kopya çekmiş olabilirim yani eheh. Benim kendi yorumuma gelecek olursak eğer, kitabın başlarında Hideo ve Emika’yı sevmiştim, gerçekten sevmiştim yani. Amaa Hideo kitabın sonunda en nefret ettiğim karaktere dönüştü? Evet, Hideo’nun yaptığı şeyin hiçbir mantıklı açıklaması bana göre mantıklı değil, çok saçma buldum yapmak istemesini de. Diğer yandan Emika’yı seviyorum, kötü bir karakter değil. Onun dışında Sıfır denen kişi var tabii... Aslında ikinci kitap gelmeden kimin iyi kimin kötü olduğunu anlayamayız ama yine de ben sanırım Sıfır’ın tarafındayım :”) Sıfır’ın kim olduğunu öğrenmek beni şaşırttı çünkü beklemiyordum açıkçası. Kim olduğuyla ilgili aslında birkaç ipucu vardı ama ben o değildir, o olamaz diyerek okuduğum için... Aynı zamanda zaman Marie Lu’yu biliyorsunuz: üslubunun güzelliğini ve kitaplarının akıcılığını. Okuduğunuz zaman başlamanızından ardından birkaç saat içinde kolaylıkla bitirebilirsiniz. Herkese tavsiyemdir bu kitap da ama Lu’nun diğer kitaplarını da kesinlikle okuyun, okutturun. Aşığım da o kadına biraz. 

Yorum Gönder

0 Yorumlar