PUL KOLEKSİYONU ZAMANLARI-H.Kübra SAVAŞ

     

   

     Özlediğimiz o güzel zamanları terk edeli çok oldu, oraya dönemeyiz. Terk ettiğimiz zamanlara geri dönmemiz imkansız. Biliyorsun bu gurur bizi ne geriye döndürür ne öteye götürür. Hiçbir şeyden memnun olmadığımız gençlik zamanlarımız her şeyin en mükemmel olduğu zamanlardı, ama cehaletimize denk geldi o güzel vakitler. 

     İnsanların birbirini sevdiği, en hakiki dargınlığın taş çatlasın üç gün sürdüğü, külüne muhtaç değilse bile komşunun komşuya aşure çıkardığı, düşenin elinden tutmaya on elin birden uzandığı zamanlar. Şişelere mandal zamanları yani, pul koleksiyonu zamanları, ankesörlü telefona jeton atma zamanları, kadife fitilli pantolon giyme zamanları, bayram alışverişinin Sümerbank zamanları.. bunları biz terk ettik. Ardımıza bile bakmadan kaçtık yeni çağı görünce. Yeni çağ nedir bilirsiniz... Her evde VCD oynatma çağı, balkonlu apartman dairesi çağı, kreşe başlama çağı, sobadan kalorifere geçme çağı, Babam ve Oğlum'da ağlamak için sinemaya akın etme çağı... 

     Bakkaldan markete, marketten alışveriş merkezlerine, forumlara, eğlence merkezlerine büyüdük. Büyüdükçe büyürken geçici mutluluklar bularak ardımızda kalan hakikaten mutlu günlerin yüzüne bile bakmadık. O mutlu günlerin ardımızda kalmasına göz yumduk. 

     Yeni çağ hiçbir zaman gerçek mutluluklar vaadetmedi bize, bunu bal gibi biliyorduk. Bilmezlikten geldik. Zaman gittikçe yaşanan bir şey değil de öylesine akıp giden sıvışkan bir şey oldu göz göre göre...ve sonra hep şikayet ettik. Şimdi o adına zaman dediğimiz ele avuca sığmayan akışkan mevhumun asidi her birimizi deforme ediyor. Bozuluyor, eriyor, kokuşuyoruz. Bunu biz istedik. Kendi elimizle düştüğümüz çukurlardan çıkamayınca bizi buraya atma suçunu yaftalayacak bir başkası arıyoruz hep. Biz insanoğlu hep biraz ikiyüzlüyüz, zannederim ki şeytan bile bu numarayı bizden öğrendi.

     O güzel zamanları terk etmek kendi tercihimizdi. Tercihlerimizden sual etmeyi kimseye hak görmeyiz ama biraz kendi kendimize sorsak mı artık? Bunu ben istemedim mi?  Bir başkasına mesuliyet yıkmak kolay olan, ne için kendimize sormuyoruz?

     Baş yastığımız en büyük sırdaşımız. Yaslayalım başımızı ona bir gece. Diyelim ki ben bir pul koleksiyoncusuyken daha mutlu değil miydim? 

Yorum Gönder

1 Yorumlar

  1. Derin derin yaprakyaprak pullarim vardı.benim... sevdalar anlık olduğu gibi vedalaşmak da çaresizce bakarak güç bela oldu.hani nerde gözüm gibi baktığım sevdam hani nerde o eski pullarım/günlerim 👋

    YanıtlaSil