KULAĞIMDAKİ BU MÜZİK-ZEHRA KARABÖRK

 KULAĞIMDAKİ BU MÜZİK


Kulağımdaki bu müzik ; Bach Cantata, beni geleceğe götürüyor sanki..Evet gelecek, geçmiş değil... Neden mi? Çünkü bana yaşa diyor sanki. Gözlerimi kapatıp çello neler söylüyor bana dinliyorum ve aynen şu şekilde anlatıyor ; Boş bir tiyatro salonu, kırmızı perdeler ve deri koltuklar bir de sahnenin üzerinde asil ahşap bir piyano. Ortamın hoşluğuna şıklık katmış bir şekilde orada yerini almış. İçine içtiğinden arttırılmış sudan eklenmiş vazoya sevgiliden alınan bir buket kırmızı gül koyulmuş. Dikenleri hala üzerinde. Ve piyanonun ona sahip çıkmasına izin vermiş. Yerlerse soğukluğunu hissedebildiğim açık ahşap rengi. Salona loşluğu vermeye çalışan lambalardansa bir tanesi bugün çalışmak için kendini zorluyor. Bir kapanıp bir açılıyor. Ve benn. Oyun oynamış olmanın verdiği hafif yorgunluk gözlerime yansımış, saçlarım dalgalı ve belimde. Yanaklarım hediye edilen gülün renginde. Üzerimde daha önce giymeyi hiç hayal etmediğim türden beyaz bir elbise. Önü ben elimle kaldırdığım için arkasına göre birkaç santim yukarıda, asimetrik. Ve biraz da kırışık. Ama ben çok mutlu görünüyorum. Sakin, telaşsız, bir yere yetişmem gerekmiyor. Hissediyorum huzuru. Sanki dokunabiliyorum ona, hatta uzun süredir berabermiş gibi  benimle. Şuan yalnızım ama göremediğim yerlerde birileri var sanki. İçerinin ışığı yanıyor. Galiba içeriden birinin çıkıp yanıma gelmesini istiyor gibiyim. Telaşlandım birden ama sebebi kulağımdaki müzik yine değişip V. Menuet'e geçmiş. Kapıdan içeri girmesini umduğum çocuğun işi çıktı aniden. Sahnenin ne kadar tozlu olduğunu fark ediyorum. Saçlarım da dağınıkmış meğerse. Kaygılarımm. Onlarda belirdi. Kulağımda yine değişen ritimle değişiyor hareketlerim. No. 5 in E-FlatMajor, Ayağa kalkıp ritme uygun dansa başlıyorum. Hayatta hiç bilmediğim kadar güzel dans ediyorum şuan. Evet, birisi bana eşlik etmek için perdenin orda belirdi. Tasvier edemeyeceğim ama tanıdığım birisi galiba. Fakat neden Rönesans kıyafeti giymiş bilemedim. Döneme ait siyah çizmelerse benim ayağımın yalınlığına vurgu yapıyor sanki. Maalesef şapkası da var ve sarı saçlı. Yaklaşıyor bana ve ben izin veriyorum elimi tutmasına. ( Bu müziğin amacı ne ? :) )Kendi etrafımda bir kez dönüp o meşhur hareketi yaparak başlıyoruz dansa. Galiba profesyoneliz çünkü çok güzel dans ediyoruz. Sahnenin başınaasonunaa, başınaasonunaa...  Aah birden yatağımda pijamalarımlayım. Ne ? Ne oldu ki şimdi? Olamaz, müziğim durmuşşş... 

Yorum Gönder

0 Yorumlar