2020 Dağlık Karabağ Savaşı veya İkinci Karabağ Savaşı (Azerice: İkinci Qarabağ müharibəsi,
Dəmir Yumruq əməliyyati veya Vətən müharibəsi;Ermenice: Հայ-ադրբեջանական պատերազմ, Արցախյան երկրորդ պատերազմ veya 44-օրյա պատերազմ)
Dağlık Karabağ'da Türkiye destekli Azerbaycan ile Ermenistan ve onun desteklediği tanınmayan Dağlık Karabağ Cumhuriyeti arasında yaşanmış silahlı çatışmalardır.
Çatışmalar esnasında ağır silahlar, roketler, başta Türk yapımı Bayraktar TB2 ve İsrail yapımı Harop kamikaze dronları olmak üzere dronlar ve zırhlı savaş araçları kullanıldı.
Çatışmalar 27 Eylül 2020 sabahı, Karabağ Savaşı (1988-1994) sonrasında kurulan temas hattında başladı ve her iki taraf da askerî ve sivil kayıplar bildirdi.
Başlangıçta karşılıklı devam eden sınır çatışmaları, Azerbaycan kuvvetlerinin kademeli olarak ilerleyişi ile de jure olarak Azerbaycan'a ait olan Dağlık Karabağ ile Dağlık Karabağ etrafındaki yedi rayondaki Ermenistan ve Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin işgalini sona erdirmeye evrildi. Çatışmalar sonucu, Ermenistan ve Dağlık Karabağ Cumhuriyeti, sıkıyönetim ve topyekûn seferberlik ilan ederken, Azerbaycan ise 28 Eylül'de ilan edilen kısmi sıkıyönetim sonrası sokağa çıkma yasağı ve sınır hattı boyunca savaş hâli ilan etti.
Azerbaycan tarih ve kültürünün simgelerinden olmasının yanı sıra hem bölgeye hakim coğrafi konumu hem de Karabağ'ın en büyük şehri Hankendi'ye giden yolun üzerinde bulunması nedeniyle stratejik önem taşıyan Şuşa, 8 Mayıs 1992'de Ermenistan güçlerince işgal edilmişti.
Türkiye'nin desteğiyle 8 Ekim 2020'de, Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nin de Facto başkenti Hankendi'ye 15 kilometre uzaklıkta olan Şuşa'yı ele geçirmesinin ardından, 9 Kasım 2020'de Rusya'nın
aracılığıyla İnternet üzerinden barış anlaşması yapıldı. Ermenistan, Azerbaycan ve Rus liderlerin olduğu video konferans görüşmesine, Rusya ve Ermenistan'ın muhalefetiyle Türkiye dahil olamadı.
ABD ve Avrupa Birliği ise barış anlaşmasının tamamen dışına bırakıldı. 10 Kasım 2020'de anlaşma imzalandı.
Bunun sonucu olarak Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, geçen sene 10 Kasım tarihinin "Zafer Günü" ilan edilmesi ve bu günün her yıl kutlanılması yönünde karar almıştı.
Ancak daha sonra "Zafer Günü" olarak belirlenen 10 Kasım tarihi, Mustafa Kemal Atatürk'ün vefat gününe denk geldiği için, Şuşa'nın işgalden kurtarıldığı gün olan 8 Kasım tarihiyle değiştirdi.
-Irkımız Türk'tür Atamız Atatürk'tür.
Görüşme ile Azerbaycan'ın talep ettiği; Laçın ve Kelbecer'de devam eden çatışmalardan Ermenistan'ın çekilmesi, Azerbaycan'ın ilerlediği toprakları elinde tutması, Nahçıvan ile Azerbaycan arasında
Ermenistan üzerinden bir irtibat yolu kurulması konularında anlaşmaya varıldı.
Ermenistan tarafının talebi doğrusunda da, Laçın'da Dağlık Karabağ Cumhuriyeti-Ermenistan koridorunun zamanlaması ve
genişiliği konusunda detaylar belirlendi; Nahçıvan ile Azerbaycan arasındaki irtibat yolu ise bazı konularda detaylandırılmadı. Yerinden edilmişler ve mültecilerin, Birleşmiş Milletler Mülteciler
Yüksek Komiseri aracılığıyla bölgelerine geri döneceği kararlaştırıldı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türk-Rus ortaklığıyla Karabağ'da bir gözlem merkezi oluşturulacağını ve bu merkezde
iki tarafın ateşkes ihlali işleyip işlemediklerinin insansız hava araçları aracılığıyla kontrol edileceğini belirtti. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye, anlaşmanın uygulanmasını
gözetmek ve denetlemek üzere bölgede kurulacak ortak barış gücünde, Rusya ile birlikte yer alacaktır" dedi. Lavrov ise 10 Kasım 2020'de imzalanan anlaşmadaki maddelerde Karabağ'a Türk askerlerinin gelmeyeceğinin,
Türk askerlerinin Karabağ'dan uzak Azerbaycan topraklarında sınırlı bir bölgede duracağının belirtildiğini söyledi.
ERMENİSTAN DA OLUŞAN SORUNLAR VE PROPAGANDALAR
10 Kasım'ın erken saatlerinde ateşkes anlaşmasının imzalanması haberinin çıkmasından kısa bir süre sonra, Nikol Paşinyan'ın ateşkes anlaşmasını kabul ettiği için "hain" olduğu iddia edildi ve Ermenistan'da şiddetli protestolar patlak verdi. Protestocular demir kapıyı kırarak parlamento binasına girdi ve Ermenistan Ulusal Meclisi başkanı Ararat Mirzoyan'ı arabadan çekip dövdüler. Kasım ayı boyunca aralarında Ermenistan dışişleri bakanı Zohrab Mnatsakanyan, savunma bakanı David Tonoyan, aynı bakanlığın askerî kontrol teşkilatı başkanı Movses Hakobyan ve Ermenistan Savunma Bakanlığı sözcüsü Artsrun Hovhannisyan da dahil olmak üzere çok sayıda Ermeni memur istifa etti.
TÜRKİYE AZERBAYCAN İLİŞKİSİ
Azerbaycan ve Türkiye arasında etnik, kültürel ve tarihî bağlar bulunmaktadır ve her iki ülke ilişkilerini "iki devlet, bir millet" arasındaki bir ilişki olarak nitelendiriyor. Türkiye (o zamanlarda Osmanlı İmparatorluğu), 1918'de Rus İmparatorluğu'nun bir parçası olan Azerbaycan'ın bağımsızlığını kazanmasına yardımcı oldu ve 1991'de Azerbaycan Sovyetler Birliği'nden bağımsızlığını ilan edince onu tanıyan ilk ülke oldu. Türkiye'nin çatışmada son derece göze çarpan rolü, Ermeniler tarafından Sözde Ermeni Soykırımı'nın bir devamı olarak tanımlandı. Biz Türkler her ne kadar bu dünyada yalnızlığa hapsedilsekte gün gelecek Turan kurulacak ve aynı Karabağ'da olduğu gibi nasıl Azerbaycan Türk'ü kardeşlerimizle omuz omuza savaştıysak tüm dünyada ki Türkler de bir olacak ve yalnızlaştırıldığımız bu dünyada tüm Türkler tek devlet olacaktır.
SAVAŞTAKİ KAYIPLARIMIZ
Resmî rakamlara göre savaş sırasında binlerce kişi öldü. Savaşan taraflarca açıklanan resmî rakamlara göre Ermeni tarafından 3.360 asker öldü, ve 60'dan fazlası kayıp. Azerbaycan tarafından ise 2.854 asker şehit oldu ve 50 tanesi kayıp. Ancak tarafların kendi kayıplarını gerçek sayıdan daha az göstererek düşman kayıplarını ve yaralanma sayılarını olduğundan daha fazla gösterdikleri kaydedilmiştir.
İŞLENEN SAVAŞ SUÇLARI
Ermenistan, Azerbaycan'ın en büyük ikinci şehri Gence de dahil olmak üzere çatışma bölgesi dışındaki birçok Azerbaycan şehrini balistik füzelerle bombaladı ve bu girişimleriyle kendi karakterlerini belli ettiler. Çatışmanın başlamasından bu yana 4 ayrı balistik füze saldırısı meydana geldi, 26 sivil öldü, 125 kişi yaralandı. Saldırılar Avrupa Birliği ve BM Genel Sekreteri António Guterres tarafından endişeyle karşılanırken Azerbaycan yetkilileri ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan Silahlı Kuvvetlerini sivil yerleşim yerlerine balistik füze atarak savaş suçu işlemekle suçladı. Çatışma sırasında Terter, Beylegan ve Berde olmak üzere birçok şehir Ermeni güçler tarafından bombalandı.
28 Ekim'de Ermenistan Silahlı Kuvvetleri Azerbaycan'ın Berde kasabasını füzelerle vurdu. Bu saldırı, biri Kızıl Haç gönüllüsü olmak üzere 21 sivilin ölümüne ve 70'ten fazla sivilin yaralanmasına yol açarak çatışmanın en ölümcül saldırısı oldu. Uluslararası Af Örgütü, Ermenistan tarafından misket bombası ve Smerç roketlerinin kullanıldığını doğruladı. Uluslararası Af Örgütü Doğu Avrupa ve Orta Asya bölge direktörü Marie Struthers, misket bombalarının sivil bölgelere ateşlenmesinin "acımasız ve pervasız" olduğunu, "sayısız ölüme ve yaralanmaya, sefalete neden olduğunu" belirtti. Azerbaycan ombudsmanı, saldırıyı "sivillere yönelik terör eylemi" olarak nitelendirdi. Azerbaycan'a göre Ermenistan, misket bombası ve Smerç roketlerini sivil yerleşim birimlerini vurmak için kullandı. Misket bombası kullanımı New York Times tarafından da onaylandı. Ermenistan saldırının sorumluluğunu reddetti. Daha işledikleri suçu bile kabul edemeyen alçaklar Hocalı Katliamı'nın devamını sivilleri vurarak gerçekleşmişlerdir.
HAİN HER YERDE HAİNDİR
Çatışmalardan önce, Türk kaynakları, Irak ve Suriye'den PKK ve YPG'li militanların İran içinden Karabağ'a, Azerbaycan'a karşı gönderildiğini iddia etmişti. 30 Eylül'de Türk kaynakları 300 PKK üyesinin İran içinden Karabağ'a gönderildiğini iddia etti. Azerbaycan Başsavcılığı, PKK ve YPG örgütleri üyelerinin savaşa katıldığı açıklamasında bulundu. Ayrıca PKK'nin yöneticilerinden Layika Gültekin "Karabağ’a kadar gidip Ermeni askerlerle beraber savaşıyoruz. Ermenistan halkının istediği her zaman yanlarında oluruz” dedi ve esir alınan bir Ermenistan askeri, PKK militanlarının Ermenistan saflarında savaştığını ifade etti. Anlayacağımız üzere hain her yerde haindir onlar için karşılarındaki Türk olsun yeter bizi hiçbir zaman yediremeyen bu soysuzlar bir gün gelecek ve tükenecekler .
PKK ve YPG Türkiye sınırında yenilgilere doyamamış ve Dağlık Karabağ'da tekrardan yenilmişlerdir.
Son Olarak:
-"Cebrail'e yol çekiyordun. Ne oldu Paşinyan? Hani yol? Şuşa'da parlamento binası inşa ediyordun? Ne oldu? Cehenneme gitti."
Bizim her zaman yanımızda olan can gardaşlarımız Azerbaycan Türklerine Selam Olsun
Selam olsun o şanlı yiğitlere.
Dağ sensen,topraq menem Dal sensen,yapraq menem Turan bağım candan öte...
Dost elinden esen yeller, Bana şiir, selam söyler Olsun bizim bütün eller, Kurban Türk’ün bayrağına…
YAZAR: Koray TUNÇ
KAYNAKÇA:
0 Yorumlar