The Queen's Gambit
The Queen’s Gambit 1950'li yılları anlatan dram türünde ABD yapımı 1 sezon 7 bölümlük bir dizidir. 23, Ekim 2020 de Netflix platformunda yayına girmiştir. SCOTT Frank ve Allan SCOTT tarafından oluşturulmuştur. Dizi öksüz bir genç kızın yetimhaneden başlayıp dünyaya açılan satranç dahisi olmasını ve bu aşamada yaşadığı duygusal iniş çıkışları konu alıyor. Başından itibaren sizi sürükleyen bir tarafı var dizinin. Bir sonraki hamleyi merakla bekliyorsunuz. Kusursuz çekim detayları, planlar, sahneler... Her şey olması gerektiği kadar güzel. Elizabeth Harmon’un iniş çıkışları, duygusal tarafı, iyi yerlere geldikten sonra bocalayıp kendini içkiye vermesi. Seyirci burada şunu merak ediyor acaba bu saatten sonra elindeki gücü bu şekilde mi kaybedecek ? Şimdi ne yapacak ? Yarın maça çıkacak mı ? Çok başarılı bir kurgu ile seyircinin karşısına geçilmiş. Atmosfer çok güzel. Beth, erkek egemen toplumda yaşamanın yanı sıra satranç konusunda bu kuralı yıkarak adını her yere yazdırmayı başarmış bir kadındır. Bazı karakterler diziye girip çıkıyorlar fakat Beth’in hayatına dokunup aslında bir şeyleri değiştirip giriyorlar. Hırslı ve çok fazla çalışan Beth, karakterin değişimini senaryo dışında o karakteri canlandırarak büyük bir görsellik veriyor. Beth’in üvey annesinin ölümü kötü oldu. Beth, çok yalnız kaldı. Filmin yine bir sürü göndermeleri, mesajları var. Güzel ayrıntılar var. Sovyetlerdeki turnuvada şah ve vezirlerin üstü farklı renkteydi. Küçük fakat önemli bir detay. Satranç oynamayı yetimhanedeki adamdan öğreniyor küçükken. Sonrasında kitaplardan bir şeyler okuyor. O kadar kısa sürede o kadar iyi olması normal mi, gerçek olabilir mi orası tartışılır. Beth harmon yarı final öncesi rusların otel odasının açık kapısından onların taktiğini tesadüfen duyuyor ve eğer duymasaydı belki de elenecekti.
5. bölümde bir cümle geçiyor:
“Kendine yetebilen kadın güçlüdür. Hele ki mülkiyet odaklı insanların her şeye razı oldukları bir dünyada.”
Beth’in tavanda satranç oynaması seyirciyi çok alan bir şeydi ve yönetmen de bunu bol bol kullanmış zaten. Bağımlılık sorunu olan birinin en büyük düşmanı kendisidir. Beth bu durumun çok sonra farkına varıyor. Annette packer, Beth'in ilk rakibi ve onunla tekrar karşılaşıyor. Fakat bu sefer eski Beth olarak değil. Hayatının karardığının farkında ve bu duruma bir son vermesi gerekiyor. Beth'in ayrıca satrancı seçmesinin nedeni ona hakim olması bence. Hayatında birçok şeye kendi karar veremiyor fakat satrançta her şey onun kararında ve sorumluluğunda. Benny ile iyi bir iletişim kuruyorlar ve belki de yine onun sayesinde kazanıyor oyunu. Herkes bir olup yardımcı oluyor. Dizinin sonunda siyahlardan arınmış beyazlar içinde görüyoruz Beth'i. Bu da verilen mesajın bir diğer görüntüsü.
0 Yorumlar