Cache-Saklı
Saklı (Fransızca: Caché), Avusturyalı yönetmen Michael Haneke’nin yabancılaşmayı konu edindiği ve Fransızca çekilen 2005 yapımı filmdir. Öncelikle film çok uzun ve çok yavaş ilerliyor. Bazı sahnelerde film dondu zannediyorsunuz fakat aslında donmamış oluyor. Filmin bir kısmının toplamı aynı görüntüden oluşuyor. Fakat bu sahneler size düşünme fırsatı da sunuyor. Başta sıkıcı gibi geliyor sürekli ‘’ee ne alaka, kasetleri kim gönderiyor'' vs düşünüyorsunuz. Filmin amacı da düşündürmek ve sahnelerin tamamlanmasını hayal gücünüze bırakmak. Doğu batı çatışmasını direkt size veriyor. Filmin başında bisikletli siyahiden kaynaklı önyargı oluşturuyorlar izleyicide ve sürekli diğerlerinden de aynı tepkiyi bekliyorsunuz fakat asla şiddet görüntüsü almıyorsunuz. Upuzun sahneler size sanki orada bir şey, bir detay varmış ve onu bulmanız gerekiyormuş, dikkatinizden kaçmaması gerekiyormuş gibi bir his veriyor. O sahnelerde farkında olmadan geriliyorsunuz. Fakat yönetmenin aceleci olmak gibi bir derdi olmadığı için yedire yedire ilerliyor film. Majid’in aniden boğazını kesmesi filmin en şok edici kısmı olabilir. Bir süre etkisinden çıkamıyorsunuz. Bir sahnede televizyonun açık olması ve haberlerde Afganistan işgalinin gösterilmesi ise hiçte tesadüfi bir şey değildi diye düşünüyorum. Georges 6 yaşında Majid’e iftira atıp evden gönderilmesine sebep olmuş. O zamandan gelen bencillik duygusu ile yaşamış hep. Evdeki sorumluluktan ise kaçıyor. Eşiyle arasındaki diyalog çok zayıf. Film şiddeti yansıtmadan onu hissettiriyor. Filmin sonunda okul çıkışını gösteren sahnede Majidin oğlunun ve pierrot'un arasında bir şiddet geçmesini beklerken aralarında sadece konuşup ayrılmalarını izliyoruz. Kameranın göze batan tarafında bir kadın olması da yönetmenin dikkatleri dağıtmak için yaptığı bir hamle diye yorumluyorum. Georges o kadar sorun içerisinde sadece perdeleri kapatıp yatağına yatıyor. Burada da bir mesaj verilmiş olsa gerek. Ülkenin yaptığı sömürgeler, işkenceler, savaşların üstüne örtülen topraktan yorgan gibi bir sahne. Ailenin küçük erkek çocuğu ise bir başka olay. Pierrot, annesiyle beraber olduğunu düşündüğü pierre ile neden böyle bir düşünceye vardığı filmde gösterilmiyor fakat pierre’nin tavırları çok rahatsız edici. Kadını bileğinden öpmesi, başını garip bir şekilde okşaması.. Ne alaka dediğim bir sahneydi. Polisin neden olaya müdahale etmediği sorunsalı var birde. Daha net olaylar olması gerektiği, kaçırılma, cinayete teşebbüs gibi olaylar olduğunda müdahale edileceği ülkenin de güvenlik açısından ne denli korunaklı olup olmadığını bizlere gösteriyor. Hatta bazı diğer ülkelerinde...
0 Yorumlar