HAYDİ ŞİMDİ HİSSİZLEŞME ZAMANI
Peki ya sonra ne oldu ?
Gözlerine baktığında kendini göremedin. Çünkü bencilliği gözlerine bile işlemişti de kendini koymuştu oraya… Bulutların üzerinden aşağı itildin de, tüm kemiklerin kırılmış gibi hissettin değil mi ? Sevdiğin insanın değişimini izledin de değişimi nefes almayı unutturdu ve en acısı da O’na bunu anlatamayıp kendi kendini yiyip bitirdin değil mi ?
Öyleyse…
Hadi şimdi anıların hepsine birer birer fısılda :’’Hepsi yalandı, kullanıldın.’’ Fısılda ki anılar acıya dönüşsün. İşte başardık! “ACI” his damarlarını birer birer kesti. Artık mutlu ol. Hiçbir şey seni kolay kolay üzmeyecek. Sonra diyeceksin ki: Sevmekte ne, ne işe yarıyor ? Bir gün mutlu edip, on gün üzmüyor muydu ?..
Sevmek seni kör etmiş, çaresiz bırakmış, bir insanın kölesi yapmıştı. Hayatta yapmam dediğin ne varsa, hepsini yaptırmıştı. Hadi kandırma kendini ! insan kendine acı veren kişiyi sevmez tanı artık fıtratını!
Ve “Güven” artık bir daha hiç gelmemek üzere seni terk etti…”Kalp bir kere sever” derler ya, boş laf! Bir kere daha sever, sevecekte göreceksin. Ama güven kırıldımı gidecek , öyle bomboş gidecek hali yok ya ! Güven tüm insanlara karşı içine kuşku bırakarak gitti.
Ama sevmek öyle kolay gidecek bir şey değil , çünkü sevmek demek: Hayata Bağlanmak uyanma sebebinin olması demek. İşte bu yüzden özleyeceksin! Ama ne bir adamı ne de bir kadını sevmeyi özleyeceksin! Kalbinin hızlı çarpmasını, dizlerinin bağının çözülmesini, elinin ayağının birbirine dolanmasını özleyeceksin… Hayal kurmayı, bir insandan değer görmeyi özleyeceksin. Sevilmeyi, ilgiyi…Hatta aşk için ağlamayı özleyeceksin. Ama kahrolsun… Artık hiçbir zaman eskisi gibi sevemeyeceksin çünkü güven aldı intikamını artık tüm insanlara karşı kuşkulusun unutma.
Artık hissizleştin ! Hiçbir şey seni kolay kolay üzmeyecek, giydin artık acılara karşı çelik yeleğini !
Yine de teşekkür et sen. Sevgiye. O olmasaydı bu kadar hissiz ve güçlü olamayacaktın. Ve acı! Minnettarım sana. Ve güven! İyi ki yerleştirdin içime kuşkuyu… Açtın bakar kör gözlerimi…
Ayşe Nur Karabulut
0 Yorumlar