EKSİKLİK-BEYZA USTA


Eksiklik...
Aslında eksiğiz her birimiz. Bir parçamız, bir düşüncemiz, bir uzvumuz... Hep bir eksiklik içinde tamamlıyoruz varoluşumuzu. Kapatmaya çalışıyoruz bu açığı; bireylerle, sözlerle, kendimizle.
Yaşamak aslında her birimizin elindeki var olanla yetinme çabasına dönüşüyor doğumdan sonraki ilerleyen saatlerde. Kimisi anasız babasız, kimisi bir parçası eksik, kimisi ise kültürel veya psikolojik olarak eksik. Doğuyoruz bir şekilde evet. Önce muhtaç oluyoruz öğrenmeye sonra ise bir bir öğrendiklerimizi kaybediyoruz. İsterseniz buna öğrenmemizi sağlayan insanları, ahlâkı, sevgiyi ya da bir başka şeyi kaybetmek diyin. Aslolana baktığımızda kazandığımız tek zafer doğmak, gerisi hep bir kaybediş oluveriyor. Bu kaybedişler de kendi içinde kollara ayrılıyor. Kimi şeyleri kaybettiğimiz için o an veya bir süre sonra sevinirken, kimisine ise dinmek bilmeyen bir acı biriktiriyoruz nefes aldığımız sürece.
Kaybedenler kulübünün birer üyesiyiz birçoğumuz. Eksile eksile yaşıyoruz bu hayatı, dipleri göre göre. Eksiltemediğimiz umutların fakirleriyiz. Her şeye rağmen fizandan bile görünen dik duruşumuz var bizim. Çünkü dik durmaz da azıcık da olsun çökersek yere arkamızdaki sakladığımız eksiklikler gün yüzüne çıkar. Sırtımız alışkın onları görmeye, peki ya yüzümüz hazır mı onlarla yüzleşmeye?
Biz kendine yetebilmenin farkında olan eksikliklerin çocuklarıyız. Hepsini topladık siyah bir torbaya yükledik sırtımıza yol aldık bu hayat denen kamyonda. Yaşlarımız yedi, on üç, on beş ne fark eder! Kimi kundakta eksilmeye başlar, kimi ölüme yakınken. Bu yüzden yaşı yoktur eksilmenin. İnanmayız ahkâm kesen büyüklerin "Daha yolun başındasın ne gördün ki?" demelerine. Onlar daha yolun başındayken biz çoktan yolu yarılayıp geçmiştik. O geçtiğimiz yollar da sanılmasın ki dikensiz gül bahçesi. Yol kenarlarının uçurum, üstünün ise çukurlarla dolu olduğu kasvetli bir savaş meydanı. Her adım dikkat isteyen, hatayı kabul etmeyen bu yollarda büyüdük biz. Büyümek demişken, bir insan çocuk olmadan büyüyebilir miydi? Ya da hala çocuktu ama büyümüş mü görünüyordu?
Görünenlerin aksine çok şey vardı elbette. Yutamadığı, kurtulamadığı, doya doya yaşayamadıkları.
Bugün bu eksikliklerimize bir damla gözyaşı armağan olsun. Süzülsün çocukluğumuzdan ve düşsün uçurumun kenarından. Adı da "Bir küçük gözyaşı intiharı" olsun, eksikliklerimize ithafen yol alsın sonsuzluğa. 

Yorum Gönder

2 Yorumlar

  1. Çok başarılı bir eser olmuş başarılarınızı devamını diliyor bir sonraki eserinizi merakla bekliyor olacağım 🥰

    YanıtlaSil