SAHNENİN DIŞINDAKİLER
Kelimelerin arasında kaybolan okuyuculara Ahmet
Hamdi Tanpınar’ın nehir romanlarından ilki olan Mahur Beste ile başlarız. Bu
eserde içine kapanık, mülayim Behçet Bey’in etrafında dönen, babası ile olan
ilişkisinde istenen çocuk olamayan insanın tahlilini sıcacık bir şekilde
hissetmemiz sağlayan harika bir başlangıçla bizi karşılamaktadır. Bu bağlamda ailelerimiz
bize bir yol çizerler. Bu yolda yürümemizi isterler ancak her kalp kendi
istediği yolu bulur ve ilerler.
Öyle değil mi? İşte bu hususta kendimizden bir anıya
vakıf oluruz.
Mahur Beste eserinden sonra Ahmet Hamdi Tanpınar’a
başka gözle bakmamıza vesile olan Sahnenin Dışındakiler romanında ise konağa
gelen Cemal’in değişen İstanbul’da göz gezdirdiğini görürüz.
Özellikle parasını çar çur eden bu kadınlarla birlikte
olmak adına büyük fedakarlıklar gösteren insanları görmek kitap dışındada zor
değil. Günümüzde sahte gelin adıyla tanıdığımız dolandırıcılık konusunda en üst
seviye de çalışan şebekeler tarlasını,büyük apartmanları memnuniyetle beyaz
tenli veya ortaasya’dan gelen kadınların önünde diz çökerek sunan birçok karakterle
hala yaşamakta olduğumuzu göstermesi açısından çok mühim konulara
değinmektedir. Kitaptan yola çıkarak kandırılmaya,kanmaya hazır insanlar var
oldukça bu insanlar hep bizimle bizim kültürümüzün parçası olmaya devam
edeceklerdir.
Peki bizler de tatlı dillere, güzel sözlere kanmıyor
muyuz? Naif kalplerde kimisi için yara olan sahte gözlerin içinde hapsoluyoruz.
Boşlukta
olan kalplere içinize su serpecek en iyi dostlardan biri olan kitap
yolculuğunda olmamızı diliyorum. Günümüze ışık tutan bu kitabı okuyuculara
büyük bir yazarı tanımak ve karakterlerin tahlili açısından çok değerli bularak
öneriyorum.
0 Yorumlar