Koşarak yetişebilseydim kendimi bu ölümden kurtarmak
için dünyanın boğazıma dolanmış ellerine yapışırdım evvela. Dünya insanın
katilidir her zaman. Bu yüzden kendime koşuyorum bu ölümden kurtulmak için. Ben
kendimi kurtaramazsan kim kurtarır başka? Kimin kime hakikaten merhem olduğu
görülmüştür, varsa yoksa yara… Bak bu yaraların birazını ben açtım kendimde.
Çokça iltihaplı olanları başkaları yaptı, kim yaptı hatırlamıyorum. Ama bu
ateşli yaralar boğazıma, dilime ve kalbime kadar sıçradı. Bu yaralardan nefesim
kesiliyor, nefesim kesildikçe boğazımı yırtmak istercesine boynuma sarılıyorum.
Ölmek kolay şey değil, insanın boğazından dikenli teller çekiliyor ervah âlemine
doğru. İnsan bu dünyada en sonunda kendini öldürüyor; İşte görmüyor musun
boğazıma yapışmış ellerimi; Bunca yarayı kimin açtığı neden önemli olsun?
Yaralar nefes yoluna birer mısır tanesi gibi dizildiğinde boğazını yırtarak
kurtulmaya çalışıyorsun. Çünkü başka çaren yok. Bir türlü ölmeye başlamışken
öbür türlü bir ölümü denemek yaşatır mı insanı? Yaşatmıyor.
Yetişebilseydim kendime koşardım. Geç kalmış birinin kendine
dahi yetişebildiği görülmüş şey midir? Bu dünya insanın katilidir her zaman.
Boyumu aşan dünya şimdi boğazıma yapışıyor ve ben kendime dahi yetişemiyorum.
Bu insanın kendine acizliği değildir de nedir?
İnsanın kendi canına kastı büyük günahtır. Ancak ölmek için
yaşadığımız bu dünyada her ölüm yine insanın kendi elinden olmayacak mıdır? Bir
kesik damar şart değil kendini öldürmek için veya boyundan sallanacak bir
urgan. Bazısı üzüntüden ölüyor mesela, bazısı delirmekten. İnsan bu dünyada delirmekten
değilse de üzülmekten ölmüyor mu hep esasında?
Delirmekten çok korkan kızıl saçlı bir kız tanımıştım birkaç
sene önce. Hiç olmayan babasını hep eve dönerken düşlerdi ve hep “Babası dönen
her kız güzeldir.” derdi. Babası hiç dönmedi. Babası üzüntüden ölmüştü. Kız da
sonraları delirdi. Delirmekten değilse de üzülmekten ölüyor bu dünyada insan.
Bu dünyanın zalimliği değildir de nedir?
Dünya katilidir insanın. Dünyada yangınlardan, kesik
damarlardan, meşin urganlardan, bıçaklardan, satırlardan, kılıçlardan, ateşli
silahlardan, sapkınlıklardan, sellerden, denizlerden, açlık kokan gecelerden ve
cipralexlerden ölenler gördüm. Şimdilerde ben eğer yetişemezsem kendime, üzüntüden
ya canımı ya aklımı kaybedeceğim bu dünyanın elinde. Kim kime, kim kendisine
yetişebilmiştir bu dünyada?
0 Yorumlar