ŞUURSUZ AŞK FİLM İNCELEMESİ- Fatma Keskin



 DİKKAT SPOİLER!

       Şuursuz Aşk 1980'lerde geçen 107 dakikalık bir romantik drama filmidir. Kadroda  İsmail Hacıoğlu, Ebru Şahin, Burcu Kara, Tuncer Salman, Ruhi Sarı Erdal Ayna, Seher Terzi, Ali Buhara Mete,, Emir Benderliolu vardır. Filmin senaristliğini ve yönetmenliğini Umut Ertek üstlenmiştir. 

Gösterime giriş tarihi: 27 Aralık 2019
Yapımcı: Orhan Şeddatlı
Görüntü yönetmeni: Sami Saydan
Sanat yönetmeni: Sedat Pala 
Yapım yılı: 2019
Müzik: Yıldıray Gürgen
Görüntü Yönetmeni: Sami Saydan
Sanat Yönetmeni:
Kurgu: Sait Ali Demir
Stüdyo: Şeddadi Yapım

Dağıtıcı: CGV Mars Dağıtım

KONU

    Doğuştan engelli olan Yusuf sokaklarda simit satarak ev geçimine yardımcı olur. Siyaset ile uzaktan yakından ilgisi olmayan Yusuf, 1980 ihtilalinin ortasında kalır ve yanlış anlaşılma sonucu işkencelerden kurtulamaz. Akli dengesi yerinde olmadığı anlaşılınca akıl hastanesine gönderilir. Akıl hastanesinde Menekşeye aşık olur. Akıl hastanesinin içinde de yaşam mücadelesi veren hastalar vardır.

 

 


 

Buradan itibaren keisnlikle SPOİLER vardır!

 1980'lerin ihtilal zamanına denk gelen Yusuf okulun önünde simit satıp kira paarsını çıkarmaya çalışırken bir anda simit arabasına saklanan silah yüzünden polis tarafından yakalanıp götürülür. Film boyunca anlam veremediğim iki noktadan ilki burası. Yusuf'un zihinsel engelli olduğu 100 km öteden anlaşılırken polisler bunu anlayamadı mı? Ya da o zamanlar önüne gelen mi alınıyordu? Oradaki amaç sadece işkence etmek miydi? Yusuf bir şekilde ağır bir işkenceye maruz kaldıktan sonra akıl hastanesine götürülüyor. Dışarısı ayrı bir dünya savaşı içindeyken içerisi de ayrı bir dünya savaşında. İkinci nokta da burası. Sezen nasıl oluyorda akıl hastanesinde yaşananlardan bir haber oluyor. Hiç mi şüphe duymuyor, hiç mi kimse görmüyor? Şiddet var, tecavüz var... Film duygusal olarak çok ağır ilerliyor. Müzik ve ses anlamında  Yıldıray Gürgen iyi iş çıkarmış diyebilirim. Filmin müziği başarılı ve çaldığı yerlerde filmin seyri daha da artıyor.  Hiç kimseye haksızlık yapmamakla beraber bence bütün filmi İsmail Hacıoğlu yüklenmiş durumda. Oynamak kelimesinin yaşanmışlık olarak karşımıza çıkarıyor karakteri. Hiç mi es vermez, hiç mi hata yapmaz? Yapmışşsa bile hatayı bile güzel oynamış diyorum. Ebru Şahin aynı şekilde. Film boyunca kötü oyunculuk sergileyen çok fazla gözüme çarpan bir oyuncu olmadı. Bütün oyuncular duygularını o kadar iyi yansıttı ki.. Dizi olmadığı için karakter fon hikayelerine çok fazla gerek olduğunu savunmuyorum fakat kadraja giren herkesin filmde bir amacı olmalı. Halime ve İsam ne olarak oradalar, neye hizmet ediyorlar, senaryodaki görevleri ne? Bu tarz soru işaretleri vardı. Dündar'ın sonunun ne olduğu yoktu filmde. Sezen sonunda ona da yardım edebilirdi. Muhtemelen maalesef hapise gönderildi. Halimen'in olayları bilmesini, müdahale etmesini bekledim fakat sanki herkes kulağını ve gözlerini kapamış gibiydi. Dönemin  kostümleri çok güzel giyilmiş, takılar, saçlar ve ona göre dekor inşa edilmiş filmde. Bizim sevdiğimiz insanları emanet ettiğimiz yerlerde ne sessiz çığlıklar atılıyor aslında. Müfit'in karakterine ve pişkinliğine söyleyecek söz yok. Her türlü pisliği yapıp kanıtın var mı diyor bu noktada Sezen ben gördüm diyip attırabilir oradan. Fakat Müfit Ankarada dayım var diyerek olaydan yırtmayı düşünürken Dündar işin içine giriyor. Hiç cezası olmayan Müfitin tecavüz, şiddet gibi suçlar işlemesi ve kötülükle yaşaması fakat birilerini öldürdüğü halde hapise girmemek için akıl hastanesine gelen Dündarın; Menekşe ve Yusufa zarar vermemeleri için hapise girmeyi göze alıp oradakileri öldürmesi... Vicdan sorgulaması yaptırıyor burada yönetmen. Kim daha kötü ? Kimin hakkı özgürlük ve kimin hakkı dört duvar?  


 

      Film benimle bağ kurdu. Kadınların çaresizlikleri, insanların sağlıklı insanları delirtmesi, Sezen'in filmin sonundaki hayal kırıklığı. Filmin sonunda Menekşe'nin de konuşması, o karanlıktan kendini çıkarması çok güzeldi. Kuşları özgür bırakmak istemesi ama kuşların gitmemeleri. Menekşe ve Yusuf'unda filmin sonunda akıl hastanesinden çıkmaları ama eve gittiklerinde Refiye'ninde akli dengesini kaybetmiş olması... 


Filme puanım elbette 10/10. 





 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Gönder

0 Yorumlar